NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
175 - (2056) وحدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري
وحامد بن عمر
البكراوي
ومحمد بن
عبدالأعلى.
جميعا عن المعتمر
بن سليمان
(واللفظ لابن
معاذ). حدثنا
المعتمر.
حدثنا أبي عن
أبي عثمان
(وحدث أيضا)،
عن عبدالرحمن
بن أبي بكر.
قال:
كنا
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم ثلاثين
ومائة. فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم (هل مع
أحد منكم طعام؟)
فإذا مع رجل
صاع من طعام
أو نحوه. فعجن.
ثم جاء رجل،
مشرك مشعان
طويل، بغنم
يسوقها. فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم (أبيع أم
عطية - أو قال -
أم هبة؟) فقال:
لا. بل بيع. فاشترى
منه شاة.
فصنعت. وأمر
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بسواد
البطن أن
يشوى. قال:
وايم الله! ما
من الثلاثين
ومائة إلا حز
له رسول الله
صلى الله عليه
وسلم حزة حزة
من سواد
بطنها. إن كان
شاهدا، أعطاه.
وإن كان
غائبا، خبأ له.
قال وجعل
قصعتين.
فأكلنا منهما
أجمعون.
وشبعنا. وفضل
في القصعتين.
فحملته على
البعير. أو
كما قال.
[ش
(مشعان) أي
منتفش الشعر
ومتفرقه.
(بسواد
البطن) أي
الكبد.
(حزة)
الحزة هي
القطعة من
اللحم وغيره].
{175}
Bize Ubeydullah b. Muaz
El-Anberî ile Hamid b. Ömer EI-Bekrâvî ve Muhammed b. Abdi'l-A'lâ toptan
Mu'temir b. Süleyman'dan rivayet ettiler. Lâfız İbni Muaz'ındir. (Dedilerki):
Bize Mu'temir rivayet etti. (Dediki): Bize babam Ebû Osman'dan ve bir de
Abdurrahman b. Ebî Bekr'den naklen rivayet etti. Abdurrahman şöyle demiş :
Peygamber (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yüz otuz kişi bulunuyorduk. Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
«Sizden hiç birinizin
yanında yiyecek var m;?» diye sordu. Bir de baktık, bir adamın yanında bir
ölçek zahire veya bunun gibi bir şey bulunuyormuş. Hemen hamur karıldı. Sonra
saçları dağılmış uzun boylu müşrik bir adam bir sürü koyun sürerek (yanımıza)
geldi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (ona) :
«Satılık mı, hediyye mi?
—Yahut hibe mi?—» diye sordu. Adam:
— Hayır! Bilâkis
satılık, dedi. Ve ondan bir koyun satın aldı. Koyun hasıllandi. Ve Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ciğerinin kızartılmasını emir buyurdu. Allah'a
yemin ederim yüz otuz kişiden hiç bir kimse yoktur ki, Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) o koyunun ciğerinden bir parça vermemiş olsun. Mevcut ise
kendisine verdi. Gaibse onun için sakladı. Abdurrahman: «Akide çanak doldurdu,
bunlardan hepimiz yedik ve doyduk. Kaplarda yemek de arttı da, ben onu deveye
yükledim.» demiştir. Yahut dediği gibidir.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Buyu'» ve «Hibe» bahislerinde tahrîc etmiştir.
Peygamber (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in müşrik çobana:
«Satılık mır hedîyye mi?
—Yahut— Satılık mı, hibe mi? dediğinde râvi şekketmiştir. Hadis-i şerîfde dört
mucize vardır. Bunların birincisi kabı büyültmek, ikincisi ciğeri çoğaltmak,
üçüncüsü çanakların genişlemesi, dördüncüsü herkes karnını doyurduktan sonra
yemeğin artmasıdır.